BİYOMATERYAL UYGULAMALI SİNÜS LİFT İLE AYNI ANDA YÖNLENDİRİLMİŞ DOKU REJENARASYONU
60 yaşında non-diabetik, sigara kullanmayan hastamız kliniğimize diş eksikliği şikayeti ile başvurdu. Yapılan radyolojik ve klinik incelemelerde, vakanın yönlendirilmiş kemik rejenerasyonu ve açık sinüs lifting operasyonu ile simultane olarak implant yerleştirilmesine olanak tanıdığı görüldü. Dikey ve mid-krestal insizyonlar ile flep eleve edildi. Lateral yaklaşımlı açık sinüs lifting tekniği için osteotomiler yapılıp membran elevasyonu sağlandı. Sinüs membranında herhangi bir perforasyonla karşılaşılmadı. Daha sonra yerleştirilecek 3 adet Mode implant için osteotomiler yapıldı.Sinüs içerisine biyomateryal uygulamasına başlandı. Biyomateryal olarak osteotomiler sırasında alınan otojen kemikle karıştırılmış xenogreft tercih edildi. Yeterli uygulama yapıldıktan sonra 3 adet Mode Rapid implant 30Ncm tork değerleri ile yerleştirildi. Öndeki implantlardaki 3er mm kadar dehisens yine biyomateryal ile kapatıldı. Üzerlerine kollajen membran uygulandı, membran pinler ile kemiğe sabitlendi. 4 ay sonra hastanın üst yapısına başlandı ve yüklemeden 6 ay sonra da herhangi bir problem olmadığı görülmüştür.
KONJENİTAL PREMOLAR EKSİKLİĞİNDE, İMPLANT YERLEŞİMİ İLE AYNI ANDA YÖNLENDİRİLMİŞ KEMİK REJENARASYONU
4 Yıllık Vaka Takibi
Olgu Hikayesi:
42 yaşında sistemik rahatsızlığı olmayan hastanın, diş eksikliğinin giderilmesi amacıyla tedavisine başlandı. Günde 5-10 adet sigara kullanan hastaya başlangıç periodontal tedavi uygulandıktan sonra implant rehabilitasyonuna başlandı. Klinik ve dental volümetrik tomografi yardımıyla yapılan muayenede implant yerleşimi, aynı anda da allojen ve otojen greft ile yönlendirilmiş kemik rejenerasyonuna karar verildi. (Resim 1,2)
Midkrestal ve vertikal insizyonlar ile flep elevasyonu yapıldı.(Resim 3,4) İmplant yuvası açılmaya başlandı ve bu sırada vesitibül kemikte beklenen fenestrasyon gerçekleşti. 3.3mm çapında, 13mm boyunda bir implant 35Ncm tork ile yerleştirildi ve vestibül kemikte yaklaşık 3mm çapında bir fenestrasyon oluştu. (Resim 4) Bu fenestrasyon allojen ve otojen greft karışımı ile ogmente edildi. Bu karışımın üzerine kollajen membran örtülüp, pinlerle sabitlendi. (Resim 5) Basit dikişler ile flep yerine dikildi. (Resim 6) Kısa dönemde herhangi bir komplikasyon gelişmedi ve 10 gün sonra dikişler alındı.
3 ay kadar osseointegrasyon süreci beklendi. Sorunsuz geçen süreç sonunda iyileşme başlığı takıldı. (Resim 7) Sonrasında simante metal porselen kuron hastaya teslim edildi. (Resim 8) Kontrol radyografisinde abutment kuron ilişkisinin sağlıklı olduğu ve krestal kemikte herhangi bir rezorbsiyon oluşmadığı gözlendi. (Resim 9)
Tartışma:
Yönlendirilmiş kemik rejenerasyonu oldukça iyi dokümante edilmiş ve kendi sınırları içerisinde öngörülebilir sonuçları olan bariyen membran kullanıldığı ve kullanılmadığı, kemik yerine geçen malzemelerin de kullanıldığı ogmentasyon tipidir (1). Yönlendirilmiş kemik rejenerasyonunda başarılı olabilmek için 4 faktör sağlanmalıdır: epitel ve bağ dokusu göçünü engellemek, yer tutucu görevi gören bir materyal kullanmak, fibrin pıhtısının stabilizasyonu ve primer yara kapanmasıdır (2). Vakada literatüre uygun olarak bu 4 prensibin sağlanması için çalışılmıştır.
Kemik rejenerasyonu için 3 farklı mekanizma rol oynar: osteogenez, osteoindüksiyon ve osteokondüksiyon. Birçok greft materyalinin bu üç özelliği değişik oranlarda sunduğu bilinmektedir. Otojen greftler osteogenez, osteoindüksiyon ve osteokondüksiyon özelliklerin 3üne birden sahipken, allogreft ve xenogreftler osteoindüksiyon ve osteokondüksiyon, alloplastik materyaller ise osteokondüksüyon yeteneklerine sahiptir. Vakada otojen greftin tüm 3 özelliğinden yararlanılırken, allojenik greftin osteokondüksiyon özelliğinden faydalanılmıştır.
Doğru bir yönlendirilmiş kemik rejenerasyonu için bariyer membran kullanılmıştır. Bunun için de kollajen esaslı bir materyal tercih edilmiştir. İmplang çevresindeki ogmentasyonlarda membran kullanılması literatürde iyi tanımlanmış ve kollajen membranın da rezorbe olmayan membranlara karşı uygulama kolaylığı açısında da avantajı olduğu bildirilmiştir (3). Ayrıca kollajen membranın da sabitlenmesinin faydası olabileceği belirtilmiştir (3).